Tarım ve Orman bakanı sn Pakdemirli, Koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında ülkemizin gıda tedariğinde sorun yaşamamak adına 21 ilde çiftçimize belirlenen ürünlerde yazlık ekim için sertifikalı tohum desteği sunulacağını açıkladı. Tohum destekleri de hızla çiftçimize dağıtılmaya başlandı..Böyle bir adım bu süreçte oldukça önemlidir. Çünkü, gıda tedariğinde ürünlerin neredeyse tamamını dışarıdan ithal ettiğimiz düşünüldüğünde ileride sorun yaşamamak adına çiftçimizin teşvik ve desteklenmesi gerçekten de çok ama çok önemlidir. Ancak, proje ile sunulacak desteğin maliyeti sadece ama sadece 20 milyon lira olarak açıklandı…Dağ fare doğurdu diye meşhur bir söz vardır. Bu 20 milyonluk destek elbetteki önemlidir ancak reel olarak çiftçimize an itibariyle verilmesi gereken destek bunun en az 100 katı olmalıdır. Maalesef sn bakanın allandıra ballandıra yaptığı bu açıklama ” dostlar alışverişte görsünden öteye gidememiştir”… Bakınız gıda sorunu yaşadığımızda müteahhitler ve vatandaşımızın alın terinden alınan vergilerle yapılan ve kimsenin geçmediği hâlde parasını ödediğimiz köprüler bizim karnımızı doğurmayacak elbette. Tek kalemde bir şirketin 400 milyon liralık borcu silinirken çiftçiyi tüm dertlerinden kurtaracakmış gibi sunulan 20 milyon liralık destek çiftçimizi memnun etmemiştir.100 milyar liralık destek paketinde maalesef çiftçiye ayrılan bölüm çok yetersiz düzeyde kalmıştır. Japonya 980 milyar dolar destek paketi açıklamışken bizim çiftçiye vereceğimiz rakam trajik ve kaygı verici düzeyde kalmıştır…
Sn Pakdemirli “Bu proje ile ülkemiz için, hububat, baklagil ve yağlı tohumlu bitkiler gibi stratejik ürünlerde rekolte artışını sağlamayı, aynı zamanda üreticilerimizi bu dönemde üretime yönlendirmeyi, dolayısıyla da tarım arazilerinin etkin şekilde kullanılmasıyla tarımsal üretimin artırılmasını hedefliyoruz” dedi. Ancak açıklanan 21 ile baktığımızda birçoğunda yazlık ekim dönemi için sadece bir veya iki ürün bazında tohum desteği alma imkanı vardır. Örneğin Kırşehir’de mevsimi itibariyle sadece ay çiçeği desteklemeye dahil olmuştur, fasulye için de belirsizlik sürmektedir. Bu durum çiftçiyi mağdur etmektedir.
Koronavirüs salgını dolayısıyla, bitkisel üretimin devamlılığı ve gıda arz güvencesini sağlamanın önümüzdeki dönem için büyük önem taşıdığı aşikardır. Uzmanlar aşının bulunmasının en erken 1 yıl olacağını söylemekteler. Bu da bizim virüsle mücadelede başta sağlık ve beslenme konularında ne gerekiyorsa yapmamızı zorunlu kılmaktadır. Hükümet’in bir an önce gıda tedariğinde bu süre zarfında sorun yaşamamamız adına gerçek anlamda ve üretimi sözde değil özde artıracak adımları atması gerekmektedir.